Hoşgeldiniz...

Yürüttüğüm prodüksiyon çalışmaları başta olmak üzere aslında kendimle ilgili her türlü mevzuyu açıyorum size.
Zaten blog dediğin nedir ki?
Budur...

11.10.18

Film nasıl çekilir diye artık sormayın

2007 yılında kısa film okulu düzenlemiştim ve gurur duyduğum bir çalışmaydı. Hayatımın önemli ve verimli bir döneminde 2 tane güzel kısa film çekerek ve bunun yanında bir grup öğrenciye de eğitim vererek vaktimi verimli geçirdiğim bir dönemdi. Tamamını da kayıt altına almıştık ve 36 saatlik kamera arkası görüntüsü en az 11 yıldır arşivde bekliyordu.
Bu 36 satlik videoyu kurgulamayı denedim dönem dönem ama açıkcası imkansız bir çabaydı.
Youtube'a komple koymak asla aklıma gelmedi. Belki de öğrenilmiş çaresizliktendir. Youtube 10 dakikalık videoyu bile anca izin veriyordu yıllarca ben de ona alışmıştım. Şayin filmi bile 2 kısımdan oluşur. Sonradan limiti 12 saate çıkardılar ama akılda öğrenilmiş çaresizlik olunca uzun videolar koymayı hiç akıl etmedim. Öyle ya bu tip videolar da hiç görmemiştim. Hiçbirşeyi kurgulamadan blok olarak yayınlamak çok saçmaydı.

Yoksa öyle değil miydi????

Bu kadar çok video koymayı bunca zaman neden kimse yapmadı? Çünkü mümkün değildi...

Çünkü mümkün değildi...

O kadar.

Tek sebebi buydu.

Artık mümkün.

Ve çok da mantıklı.

Çok mantıklı olduğunu zamanın göstereceğine eminim.

Uzun video hepsi izlensin diye değil. Aksine içinden sadece belli kısımları izlensin diye. Ama izleyicinin de isterse önü ve arkası ile komple izlemesi de yerinde bir eylem.

Özellikle kısa film nasıl çekilir üzerine belki de en etkili eğitim sistemi. Olayların gerçek hızında olduğunu izlemek olayı bir eğitimden çıkarıp bir deneyime sokuyor.

Bu 36 saatlik videonun tabiki bir rehbere ihtiyacı var. Bunu inşa edeceğim.
Bu 36 saatlik videonun içindeki önemli dakikalara doğru yönlendirmeler yapacağım ve blogu takip edenler bu uzun videonun içindeki önemli referans noktalarına nokta atış düşecekler.

Hatta bir örnekle başlayalım. Aşağıdaki videoda çekim sırasında yan gelip yatsanız bile bunu nasıl da ekipteki geri kalanlara makul bişeymiş gibi anlatabilirsiniz onun dersini veriyorum.



Böyle yani. 2160 dakika içinde bu şekilde elinizden tutarak sizi gezdirebilirim.

Bu çok farklı bir içerik paylaşımı ve navigasyon yöntemi.

300 gigapixellik şehir fotolarına bakarken nasıl bir çaresizliğe düşüyorsanız ve bak bak bi türlü bitiremiyorsanız 12 saatlik videoları izlemek de aynı şekilde bir durum var. Ama yine de etkililer mi? etkililer.

Yaw çok garip ya bu bloga gelip yine bişeyler yazmak ama tilkinin dönüp dolaşacağı yer yine kürkçü dükkanı değil mi?

7.3.10

handy I SLR nihayet hazır!


DSLR fotoğraf makinaları ile film çekmek isteyen bütün sinemacılar artık tam istedikleri çözüme sahipler. (reklam gibi gelebilir ama değil bu gerçek) (bu da reklam gibi gelebilir ama ısrarla diyorum bu gerçek)

handySLR üretildi ve sahiplerine ulaşmaya başladı.

sitesi çok yakında www.handyfilmtools.com adresinde açılmış olacak.

şimdilik yukardaki fotoya bakabilir ya da şu adresten diğer fotolara ulaşabilirsiniz.
http://www.facebook.com/album.php?aid=397610&id=812900393&l=4b456a2d9b


2.2.10

Türk Kısafilmci adaylarının zannettiği...


KKYMN Film Okuluna katılmak isteyenlerden doldurmalarını istediğim formları incelerken önemli bir noktada büyük bir benzerlik gördüm.

Form basit 2 sorudan oluşuyordu.
1: Kısafilm yapımı ile ilgili neyi öğrenmeyi umuyorsunuz?
2: Kısafilm yapımı ile ilgili neyi bildiğinizi düşünüyorsunuz?

1. sonurun cevabı tabiki tahmin edildiği gibi genellikle "sinemada teknik olarak film çekmeyi, kamerayı nasıl kullanmam gerekiği , ayarları, kurgu vs gibi şeyleri öğrenmek istiyorum şeklinde idi." Buna doğru bir tespit diyebilirim.

Fakat 2. soruya verilen cevap şuydu. "Senaryo yazmayı bildiğimi düşünüyorum..."

Bu noktaya nasıl geldik?
Nasıl oluyor da herkes senaryo yazmanın ilk olarak en basit şekilde öğrenebilen bişey olduğunu düşünüyor?

Silkinerek uyanmamız lazım...

Düşüncelerinizi merak ediyorum!



18.1.10

HandySLR'a Merhaba Deyin!


Sinema yapmak ümidi ile gidip Canon 5D MKii satın alan herkes hemen dumura uğradı.
Neticede sunduğu inanılmaz sinematik görsellik avantajına rağmen neticede alet bir DSLR idi ve açıkcası tutuşu ve kullanımı asla bir kamera gibi olmuyordu.

Handy35 ürününden sonra HandySLR ürününü bu yüzden geliştirdim.

Bu ürünün diğer firmaların geliştirdiği DSLR çözümlerinden bir farkı var. O da bu tasarımın diğerlerinin aksine koca bir saçmalık değil gerçekten işe yarayan ve çalışan bir tasarım olması.

Mikrofun modülü ve LCD bağlantısını gerçek anlamda çözen tek tasarım.
Üst tutma kolu sayesinde sadece omuz üstü değil bütün elde çekimlerde kullanabileceğiniz yegane tasarım.
Adaptif ağırlık merkezi ayarlana özelliği olan tek tasarım.
Ekran takarken ekranı ister üstte ister yanda kullanabilme şansı veren devrim niteliğinde bir monitör tutucusu da yine HandySLR da en gurur duyduğum özelliklerden birisi.

Bu aleti kendim alıp kullanırken mest olmak için yaptım.
Şubat ortasında sahiplerine gönderilmeye başlanacak.
O zaman kadar da önsipariş almaya başlayacağım.

Fiyat bilgisi ve diğer teknik bilgiler + demo videosu çok yakında handyfilmtools.com da olacak...


13.1.10

Her seferinde tekrarlanamayan jest...


Bunu yıllar önce ITEC firması bünyesinde düzenlenen iş yönetimi sertifika programında öğrenmiştim.

Bana sertifikamı vermediler ama bi kaç güzel konuşma dinledim ve dikkatimi çeken bi çok anektottan birisi de buydu. Yani ikili diyalog başlarken jestin yapılması ilk başta ikili diyaloğu güçlendiriyor gibi görünse bile aslında faydadan çok zarar getiren bir olgu.

Bu sadece iş ilişkisi olan kişiler için değil her türlü ilişki için geçerli. Ve bu hataya düşmek bir Türk olarak çok kolay.

İlk gün arabasının kapısına kadar gelip ceket ilikleyip el sallayarak uğurladığınız müşteriniz belki memnun olacaktır ama 2. ziyaretinde ancak ofisin kapısına kadar gelip onu ordan uğurladığınızda ve 3. sefer masanızdan bile kalkmadan uğurladığınızda (ki işte bizde geleneksel Türk sistemi gerçekten budur) malesef tek kelime ile bir ilişki harabesi yaratıyoruz... Bu örneğin aşk hayatına düşen benzetmesinin zaten bir adı var o da "cicim ayları"...

Hayatın her tip diyaloğunda (iş / aşk) bu prensipte hatalar yapıyoruz ve aslında normalin üstünde performans göstermek ve fazla etkilemek uğruna kısa vadeli düşünüp uzun vadeli güzel olabilecek diyalogları yok ediyoruz.

O yüzden çok çılgınca da gelse o anda elinizden gelse bile yine de o jestleri yapmamak ve herkese o anda olabileceğin en iyi halini değil ortalama en sade halini sunmak sadece faydalı oluyor ve gerçekten köklü sağlam ilişkilerin kapısını açıyor...

siz ne dersiniz? yorumlarınızı bekliyorum...




11.1.10

Bilmiyorum ama sizde de bu oyuncak heyecan yaratmıyor mu???

9.1.10

KKYMN Film Okulu (yine yeniden!)


Film oklunu tekrarlamaya karar verdim.

Çok şeyler değişti son 30 ayda...
ve şimdi yeniden dökülme saçılma zamanı.

Bu sefer paylaşacak daha da değerli bilgilerim olduğunu düşünüyorum.
Hele ki 30 aydır internette düzgün bir paylaşımım olmamışken eminim katılanlara hayati trikler öğretebileceğim.

Kursu ücretsiz düzenliyorum.
Sadece 5 kişi alıyorum.

23 Ocak 2010 da başlıyor ve takip eden 2 hafta boyunca sürüyor.

Bunu okuduğunda hala geç değilse ve başvurmak istersen lütfen http://www.facebook.com/kkymn den bana mesaj at.